Giriş
(3)

makale ve tezlerimi yayınlayabileceğim ücretsiz websiteleri

chandler bing1
var mı?mesela yüksek lisans tezim var. ben bunu cv'me koyduğumda bir link verebilmek istiyorum falan. onun dışında yaptığım, yayınlanmamış çalışmalar da var.var mıdır bildiğiniz site? ingilizce tabi çalışmalar.
var mı?

mesela yüksek lisans tezim var. ben bunu cv'me koyduğumda bir link verebilmek istiyorum falan. onun dışında yaptığım, yayınlanmamış çalışmalar da var.

var mıdır bildiğiniz site?

ingilizce tabi çalışmalar.
0
chandler bing1
(18.02.16)
academia.edu
0
pilav
(18.02.16)
researchgate
0
antikitleruhlu
(18.02.16)
arxiv
0
1lisan1insan
(19.02.16)
(1)

yahudilerin tutsak olarak alınmamak için birbirlerini öldürmesi

chandler bing1
tarihte böyle bir şey vardı. herkes yakalanmamak için birbirini öldürmeye karar veriyordu.neydi bu olay?
tarihte böyle bir şey vardı. herkes yakalanmamak için birbirini öldürmeye karar veriyordu.

neydi bu olay?
0
chandler bing1
(12.02.16)
arnold schwarzeneger
(12.02.16)
(2)

matematik sorusu acil 2

chandler bing1
Find the are of the region bounded by the functions y= -x^2 +1 and y=x^2-1 please :((
Find the are of the region bounded by the functions y= -x^2 +1 and y=x^2-1

please :((
0
chandler bing1
(29.01.16)
2 çarpı∫(x^2-1)dx den bulursun. fonksiyonları birbirine eşitleyip kesişim noktalarını bul ve bu noktaları integralin sınırları olarak belirle.
0
cern de cayci olmak vardi
(29.01.16)
özelden mesaj attım.
tutorial.math.lamar.edu
burayı incele
0
rakicandir
(29.01.16)
(1)

matematik sorusu acil

chandler bing1
2-- (e^pi - 1/pi^2)) dx-1yukarda yapmaya çalıştığım düz çizgi. 1'Den 2'ye gidiyor. limit sorusu sanırım?
2
-
- (e^pi - 1/pi^2)) dx
-
1

yukarda yapmaya çalıştığım düz çizgi. 1'Den 2'ye gidiyor. limit sorusu sanırım?
0
chandler bing1
(29.01.16)
integral sorusu.
cevap (e^pi - 1/pi^2)
0
rakicandir
(29.01.16)
(1)

açıköğretim sınavlarını kaçırdım

chandler bing1
ilk dönemimdi bu. iksine de giremedim sınavların. çalışacak zaman da yok açıkcası bilmiyorum napacağım da; ben kayıt yenilersem sadece 2.dönem derslerinden mi sınava gireceğim? ilk dönem derslerim nolacak, bilginiz var mı? ya da kayıt yenilemeyip seneye baştan mı başlasam?
ilk dönemimdi bu. iksine de giremedim sınavların. çalışacak zaman da yok açıkcası bilmiyorum napacağım da; ben kayıt yenilersem sadece 2.dönem derslerinden mi sınava gireceğim? ilk dönem derslerim nolacak, bilginiz var mı? ya da kayıt yenilemeyip seneye baştan mı başlasam?
0
chandler bing1
(27.01.16)
Her dönemde sadece o dönemin derslerini alabiliyorsun. 2. dönem çalışabileceksen yenile kaydını, yarım dönem uzatmış olursun sadece. Yok yine çalışmam diyorsan yenileme, bir dönemlik para cebinde kalır. Seneye sıfırdan başlarsın..
0
nrmnm
(27.01.16)
(9)

hiç üniversitede çalışmadan profesör olunabilir mi?

chandler bing1
doktorayı bitirdikten sonra, bireysel çalışma ile prof'luğa kadar yükselme şansı var mı?
doktorayı bitirdikten sonra, bireysel çalışma ile prof'luğa kadar yükselme şansı var mı?
0
chandler bing1
(15.01.16)
Emekli olduktan sonra docentlik sinavina giren hocalar var. Teoride boyle bir sey yapmanin onunde hic bir engel yok.
0
nekolaytezla
(15.01.16)
fahri bişeler olur bence
0
exodussian
(15.01.16)
Prof ya da doçent olabilmek için yayınının olması gerekiyor. Kitap makale yazıp puan toplayacaksın. Üniversite dışından olabilir ama pek kolay bir şey olabileceğini sanmıyorum.
0
roe
(15.01.16)
Bir şirkette çalışıp üniversitelerle de arandaki bağı koparmadan bolca arge çalışması yapıp YÖK tarafından yüksek puanlar alırsan şansın var. HUAWEI'nin Türkiye şubesini araştırabilirsin.
0
Traveller
(15.01.16)
Profesörlük bir kadrodur (yardımcı doçentlik de öyle) ve bunun için bir üniv.de çalışman gerekir. Ama doktora ve doçentlik akademik unvandır, şartları yerine getirir alırsın.
0
metalik bordo
(15.01.16)
cok zor olmakla bırlıkte mumkun.

arkadasların dedıgı gıbı docenlık de profesorluk de yaptıgın yayınlarla alakalı. her yayının bellı bır puanı var, gereklı asgarı puanı topladıktan sonra hıcbır unıversıtede calısmadan da docent ve profesor olunabılır.

zor olmasının sebebı unıversıte dısından bırının sırf prof olucam dıye o kadar yayın yapacak zamanının olması pek mumkun degıl. bır de bızım akademının jurılerı elestırmeyı pek sevdıklerınden aa hocalık yapmadan prof mu olunurmus dıye gerı cevırırler adamı kesın.
0
halanne
(15.01.16)
arkadaşlar kesin bilgi yayalım.

türkiyede doktora ve doçentlik senin belirli ölçütleri ve sınavları yerine getirip almaya hak kazandığın derecelerdir. onun dışında kalan hepsi (araştırma görevlisi, yardımcı doçent, profesör, okutman, öğretim elemanı vs.) sana bir kurumun verdiği payelerdir. istersen newton ol türkiyede bir üniversite sana prof.luk ünvanı vermiyorsa en fazla doçent olarak kalırsın.

onun dışında anca fahri doktora olur ki o da kodamanları yalamak için uydurulmuş bir şey (en azından türkiyede öyle)
0
yemrem
(15.01.16)
Eğtim araştırma hastanelerindeki hekimler dışardan doçent ve profesör olabiliyorlar.
Ama yeni doçentlik kriterlerine göre doçent olmak için üniversitede ders verme şartı eklendi. Yani artık zor.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(15.01.16)
Arkadaşlar bilmiyorsak sallamayalim. @metalik bordo ve @yemrem sorunun cevabını vermiş.
0
marido
(15.01.16)
(6)

doktora yaparken makale yayınlatma zorunluluğu

chandler bing1
varmış bizim üni'de. bir makale yazmıştım ders için. hoca da http://globaljournals.us/ göndermiş. onlar da beğenmişler, yayınlarız demişler. hoca da faturayı bana forwardlamış :) ben mi ödeyeceğim şimdi bunu? üni karşılamaz mı yani? sonuçta okulun adı da orada olacak.bu arada 1.200 tl ücreti.
varmış bizim üni'de. bir makale yazmıştım ders için. hoca da globaljournals.us göndermiş. onlar da beğenmişler, yayınlarız demişler. hoca da faturayı bana forwardlamış :)

ben mi ödeyeceğim şimdi bunu? üni karşılamaz mı yani? sonuçta okulun adı da orada olacak.

bu arada 1.200 tl ücreti.
0
chandler bing1
(02.12.15)
senin cebinden para çıkması çok saçma geldi bana, bilmiyorum
0
cokponcik
(02.12.15)
hayır sen ödemezsin, bi projeniz vardır zaten, hocanda belli bi bütçe vardır ordan ödeyecek. hem okul hocalara her öğrencisi için para verir biçok yerden kaynak bulabilir yani. okulunun, hocanın da adı geçecek o ödeyecek tabi, senin karışmaman gerekir. faturayı yollamak ne yani.
belki öylesine yolladı, hemen saldırmayım şimdi.
0
pamuk helvalar cebe
(02.12.15)
Öncelikle kağıt üstünde böyle bir zorunluluk yok, ancak doktora tezinden (hatta yüksek lisans tezinden) uluslararası saygın bir dergide yayın yapamadıysan eğer, çalışmanın değeri sorgulanır hale gelebilir. Diğer bir deyişle çalışma konunla ilgili uluslararası alanda bir makale yazman hem jüri için çok önemli, hem de bilimsel katkı anlamında önemli. Ancak bundan, yayın yapılan her tez kalitelidir diye bir şart olmadığı gibi yayın yapılmayan bir tezin de kalitesiz olacağı şeklinde bir genelleme anlaşılmasın.

Bu paragraf soruna cevap değil ama yine de yazmak istedim. Paralı (open access) yayınlayan dergilerin büyük bir kısmı bu işi ticaret gib görüyorlar maalesef ve makalen çok çok uygunsuz olmadığı müddetçe basılmama şansı yok. Çoğunun hakemler tarafından doğru düzgün okunduğunu bile zannetmiyorum. O yüzden bu dergilerde yapılan yayınları faydalı veya anlamlı bulamıyorum. Çoğu esasta bilimsel katkı haricinde bir amaç için yapılıyorlar.

Soruna gelirsek, bu işler için iki yöntem var. Ya tüm yazarlar eşit olarak yüklenecekler, ya da birinci yazar tek başına. Eğer bu dergi ulakbim dergi listesi içinde ise (ki pek zannetmiyorum), TUBİTAK teşvik'i alınabiliyor. Öte yandan hocanın hepsini senin ödemeni istemesi de pek doğru gelmedi. Hoca olarak taşın altına elini biraz koyabilir.
0
puc
(02.12.15)
arastirmaya gore degisir. genelde arastirmanin fonuna yazilir o tarz giderler fon kimin adinaysa onun onayi alinarak.

onun haricinde universitelerin odeme durumu var belirli kriterlerle belirlenmis. onlari garanti altina almadan basmayin zaten. sadece senin odemen bana da cok sacma geldi bir doktora ogrencisi olarak.
0
gel gel sarisinim sag yap gel
(02.12.15)
Bizim üniversitemizde de benzer durum var. Eğer dergi sci kapsamında ve ücretli ise üniversitemize faturasını gönderiyoruz ve onlar ödüyor.
0
piotr
(02.12.15)
Adamlara mail atiosun, paper basmak icin ozel fund imiz yok die onnar da seni muaf tutuoyr. Genelde Amerika da felan makale yainlamak icin ozel kalemler oluyor butce de. Turkiye de boyle bir durum cogu zaman olmadigi icin, dergilerde bunu bildigi icin sorun olmuyor.
0
uctumdageldim
(02.12.15)
(6)

birkaç soru

chandler bing1
1. "derin" kelimesini sıfat olarak kullanıyor musunuz? ben birkaç kez kullandım da mal mal bana bakıldı gibi hissettim. ingilizce'de gidiyor da türkçe'de tam olmuyor mu nedir? mesela; "aa evet o çok derin bir çocuk" ya da "panpa ben derin kız istiyorum ya oturup varoluş sıkıntılarımızı anlatalım bir
1. "derin" kelimesini sıfat olarak kullanıyor musunuz? ben birkaç kez kullandım da mal mal bana bakıldı gibi hissettim. ingilizce'de gidiyor da türkçe'de tam olmuyor mu nedir?

mesela; "aa evet o çok derin bir çocuk" ya da "panpa ben derin kız istiyorum ya oturup varoluş sıkıntılarımızı anlatalım birbirimize" gibi.

2. Sizce insanların zevklerini belirleyen şeylerin ortak paydası nedir?

yani mesela şöyle örnek vereyim buna. stuck in love'ı izledim geçenlerde. www.youtube.com şu sahnede between the bars'ı duyunca filmi durdurup bu şarkı neymiş diye aradım. film bittiğinden beri de dinliyorum sürekli. çok derin, çok anlamlı geliyor. en yakın arkadaslarıma kardesime, anneme falan dinletince ne var bunda falan diyorlar ama.

sonra sözlükteki başlığını açıyorum şarkının. ve benim yaptığımın aynısını yapan onlarca kişi, şarkıya filmden bağımsız bayılan onlarca kişi falan... tamam diyorum yalnız değilim yine de.

sonra da düşünüyorum. bu tanımadığım insanlarla benim ortak özelliklerim nedir de biz bu şarkıyı duyunca aynı şeyleri hissediyoruz?
0
chandler bing1
(01.12.15)
elliott smith derin şarkılar yazmış bi adam. onun şarkıları ve kendisi hakkında diyebileceğim tek şey "derin" olur. entry'lerime bakarsan nasıl bir hayranlığım olduğunu okuyabilirsin elliott'a. şu filme de bakayım nasılmış. :)
0
nice tnetennba
(01.12.15)
1. ingilizce düşünüp türkçe konuşma alışkanlığını bırakmaya çalışıyorum. tavsiye ederim. sığ-derin gibi tanımların bizim toplumda karşılığı yok. aşmış ya da tırt de.

2. fikrim yok.
0
kargn
(01.12.15)
1-oluyor ama yaygin degil.
2-zevklerini belirleyen seylerin ortak paydasi degil de ortak paydalari ayni zevklere sahip olmalari.

sen kendi sorunu cevaplamadan evvel, sunu düsün. benim niye en sevdigim renk mavi, neden ezine tam yagli peyniri daha cok seviyorum, neden en sevdigim yemek yesil merimek, neden herkes pop severken ben indie veya rock dinliyorum.

bir seyden neden nasil zevk alindigini bulman gerek ki kolay is degil. freuda bakarsa bunlar hep seks, daddy issues. mesela cinsel tüm zevklerin bir yerlerde gecmisi var. ama ayni sekilde genetik olarak da gspot bu spot su spot zevk almani segliyor, sonuc, milyonlarca faktör bir araya geliyor ve neyden zevk aldigin sekilleniyor.

ayni sekilde seni mal gibi bir odaya kapatsam, ac susuz, tekdüze, sürekli isigi yanan bir yerde hep ayni tatta bir besinle beslesem, ama hic yeterince vermesem, rahat yasamasan.

sonra önüne televizyon koysam, en sevmedigin diziyi filmi acsam, ya da en sevmedigin politikacilarin konusmalarini acsam, dünyanin en zevkli seyi gibi izlersin.

hepsini bir kenara birakalim, bilincaltina yükledigimiz seyler de zevklerini belirleyecek. mesela böcek yesen, belki hayatinda yedigin en güzel sey olacak, ya da yilan eti, ama önyargin yüzünden zevk alamayacaksin. oysa bir fransiz ya da bir uzakdogulu bunlara bayilarak yaklasacak. o zaman kültürlerde bu zevk meselesinde etkili.

tldr,

zevklerine sahip olmani saglayan seyler sinirsiz kombinasyonlar. genetik, yasam tarzin, gecmisin, kültürün, yetisme kosullarin, insan iliskilerin. ancak ayni zevklere sahip olmak icin bir baskasinin da seninle ayni gecmise, genetige vs sahip olmasi gerekmiyor.

ortak paydaniz yüzünden ayni zevklere sahip degilsiniz, ortak paydaniz zaten ayni zevklere sahip olmaniz.
0
aynadakiyabanci
(01.12.15)
1. kullanıyorum; ama "aa evet o çok derin bir çocuk" ya da "panpa ben derin kız istiyorum ya oturup varoluş sıkıntılarımızı anlatalım birbirimize" gibi kullanmıyorum.

"derin bir insan, olgun biri" şeklinde kullanıyorum.

2. yaşanmışlıkların, duygusal tecrübelerin, bilginin, kültürün meydana getirdiği donanım. hayata bakış. anlam bulduğun şeyler.
0
whimsical
(01.12.15)
3. Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan
"Mevlâna gibi derin ve vectli bir insanın elinde ise belki en mütekâmil şeklini almış bulunuyordu." - A. H. Çelebi

Böyle bir anlamı var TDK'de, demek ki kullanılabilir.
0
i was made for you
(01.12.15)
1. evet, kullanıyorum sık sık. "sığ" ifadesini "çok yüzeysel" şeyler için kullanırım. "sığ bir insan", "sığ bir konu", "sığ bir ifade" gibi. bunun tam tersi olarak, "yoğun, hafife alınmaması gereken, yüzeysellikten uzak" şeyler içinse "derin" kelimesini kullanırım. şu ana kadar kullandığımda kimse yadırgamadı.

2. bence ortak yaşanmışlıklar (hayal kırıklıkları, kalp kırıklıkları, üzüntüler ve mutluluklar) hiç tanımadığımız insanlarla bizi ortak bir paydada buluşturuyor.
0
m e b
(01.12.15)
(3)

schengen vizesi

chandler bing1
selamlar. 2 adet sorum olacak. italya'dan aldığım multi schengen vizem var 3 aylık ve 5 ocak'ta bitiyor.geçen ay 5 günlüğüne norveç'e gittim geldim. italya'ya gitmedim hiç.28 aralık-3 ocak arası berlin'e gideceğim.1) sizce bir sorun çıkarırlar mı almanlar?2) arkadaşımda kalacağım ama o da kaçak gibi
selamlar.

2 adet sorum olacak.

italya'dan aldığım multi schengen vizem var 3 aylık ve 5 ocak'ta bitiyor.

geçen ay 5 günlüğüne norveç'e gittim geldim. italya'ya gitmedim hiç.

28 aralık-3 ocak arası berlin'e gideceğim.

1) sizce bir sorun çıkarırlar mı almanlar?

2) arkadaşımda kalacağım ama o da kaçak gibi bir şey şimdi. yani onu söyleyemem. airbnb'den biriyle anlaşsam onu göstersem kabul edilir mş? yoksa hostel mi ayarlayayım? ve bu işleri para vermeden halledebilir miyim?
0
chandler bing1
(23.11.15)
sanmıyorum ama son olaylardan sonra biraz fazla sorgulama yapabilirler.
0
basond
(23.11.15)
bookingden ücretsiz iptali olan bi otel ayarla çıktısını al, zamanı geçmeden iptal edersin.
0
freya
(23.11.15)
vizen var zaten daha rezervasyon falan sormamaları lazım, yine de yanında bulundur madem. Almanya'ya girerken bir sorun olmaz ama bir daha İtalya'nın vize vermeme ihtimali çok yüksek hatta kesin vermezler diyebilirim.
0
tiny penny
(23.11.15)
(2)

italya vizesi ile almanya'ya giriş

chandler bing1
selam. italya'dan 6 ocak'ta biten 3 aylık schengen-multi vizesi aldım.geçen ay norveç'e gittim geldim.yılbaşında da berlin'e gideyim diyorum, sorun çıkarırlar mı girişte?
selam. italya'dan 6 ocak'ta biten 3 aylık schengen-multi vizesi aldım.

geçen ay norveç'e gittim geldim.

yılbaşında da berlin'e gideyim diyorum, sorun çıkarırlar mı girişte?
0
chandler bing1
(21.11.15)
vurucam kafanıza ha :D şaka şaka :)

yahu AB kocaman bi ülke kimsenin kimseyi sınırda durdurup ehliyet ruhsat çektiği yok :) elinde yasal vize var atla uçağa in AB içi domestik uçuşla aynı kafada:) arabayla gidiyosan hele (manyaklık yapıp) hiçbişe olmaz.
0
KidLazer
(21.11.15)
Norveç'te vizenin kalma süresini doldurmadıysan sorun çıkmaz. Geçerlilik tarihi dışında toplam kalış süresini de hesaba katmalısın.
0
neyehbe
(21.11.15)
(4)

yılbaşında yalnız başına en iyi partileyecek avrupa şehri neresidir?

chandler bing1
house müzik falan olsun. böyle kimse kimseyi umursamasın dans etsin falan.londra ve amsterdam'ı saymıyoruz.
house müzik falan olsun. böyle kimse kimseyi umursamasın dans etsin falan.

londra ve amsterdam'ı saymıyoruz.
0
chandler bing1
(20.11.15)
berlin
0
oscar
(20.11.15)
oscar +1. kesinlikle berlin!
0
yetersiz veri
(20.11.15)
bebek.

oğlum benim için avrupa edirneye kadar aq.

sözlükte tek fakir olarak sizden büyük bir maddi yardım bekliyorum.
0
sikimperest
(20.11.15)
berlin'de sokakta havayi fişek mi ne atıyorlar, bildiğin yaralanma riski var, amsterdamda aynı sanırım.

buna dikkat edersen iyi tabi yinede, ben de yılbaşında gidecek yer arıyorum prag sonrası.
0
christopher nolan
(21.11.15)
(1)

barcelona'da yalnız yılbaşı

chandler bing1
nasıl olur? kluplere falan girebilirim dimi biletimi önceden alırsam? var mı önerileriniz?
nasıl olur? kluplere falan girebilirim dimi biletimi önceden alırsam?

var mı önerileriniz?
0
chandler bing1
(20.11.15)
yılbaşından önce christmas olduğu için her yer bomboş oluyor. kulüp, restorant, bar vs filan her yer bomboş oluyor. sadece yılbaşı akşamı biraz atraksiyon oluyo etrafta o kadar. 1 gün için gidecekseniz değmez.
0
solskjaer
(21.11.15)
(3)

iphone 6s plus

chandler bing1
yaw ben bunu aldım da. çok büyük yahu. alışamadım bir türlü. iphone5'ten sonra çok fazla geldi.kılıfsız kullansam bari nası olur, kullanan var mı?ayrı çanta mı taşıyayım, napayım?
yaw ben bunu aldım da. çok büyük yahu. alışamadım bir türlü. iphone5'ten sonra çok fazla geldi.

kılıfsız kullansam bari nası olur, kullanan var mı?

ayrı çanta mı taşıyayım, napayım?
0
chandler bing1
(18.11.15)
Alışıyorsun. 6 plus var bende. 5 gözüme çok küçük geliyor şu anda.
0
arnold schwarzeneger
(18.11.15)
Kılıfsız kullanma, ince de olsa kılıflı olsun. Ayrıca alışırsın, 5.5 ekran büyük bile değil artık. 5.7'ler büyük. iPhone biraz uzun diğer 5.5'lere göre, ama merak etme kullan keyfine bak, bir hafta sonra normal gelir.

Türkiyeye ilk 4.3 inç ekranlı telefonu ben getirtmiştim, millet sıraya diziliyordu görmek için, ah ah nostalji.
0
harzem
(18.11.15)
ince sert şeffaf kılıflar onlardan kullan ama daha önemlisi mutlaka şu cam gibi sert olan ekran koruyuculardan kullan, sonradan pişman olma.
0
zikardo
(18.11.15)
(1)

sesli kitap, makale, ders notu

chandler bing1
elinde olan, ya da bunlardan birini ya da türevini ücretsiz indireceğim bir web sitesi bilen var mı?günde yarım saatim arabada geçiyor ve bir şekilde değerlendirmek istiyorum.konu farketmez.
elinde olan, ya da bunlardan birini ya da türevini ücretsiz indireceğim bir web sitesi bilen var mı?

günde yarım saatim arabada geçiyor ve bir şekilde değerlendirmek istiyorum.

konu farketmez.
0
chandler bing1
(10.11.15)
geçen galiba burada verilmişti, ben de kaydetmiştim. link'teki klasör içinde sesli kitap diye alt bi klasör var:

yadi.sk
0
puc
(10.11.15)
(13)

20'li yaşlarının sonlarındaki evli çiftin cinsel hayatı

chandler bing1
erkek tarafı bana sordu da ben de tabi bekar olduğum için çok da ne diyeceğimi bilemedim. 2 yıllık evliler. cinsel hayatları yok denecek kadar az. bazen unutuyoruz, çok fazla çalışıyoruz zaman yok falan diyor. ortalamaya vursak son altı ayda haftada 1 max'dır diyor. bu normal mi? aramızada evliler v
erkek tarafı bana sordu da ben de tabi bekar olduğum için çok da ne diyeceğimi bilemedim.

2 yıllık evliler. cinsel hayatları yok denecek kadar az. bazen unutuyoruz, çok fazla çalışıyoruz zaman yok falan diyor. ortalamaya vursak son altı ayda haftada 1 max'dır diyor.

bu normal mi?

aramızada evliler varsa onların yorumlarını daha çok almak isterim.

unutma nedir abi? :)
0
chandler bing1
(06.11.15)
Evlilik degil de olay bence yasam sekillerinde. Asiri yogun tempolu ve strestli calisma basli basina yeter. Bir de ustune kotu besleniyorlarsa normal bence.
0
floydian
(06.11.15)
kim lan bunlar biz mi sorduk acaba çok tanıdık geldi.

2 yıllık evliyiz 29/30 farklı yakalarda çalışıp evden 6.30'larda çıkıp 19-20 arası dönüyoruz hatta bazen mesai ile gece yarısı. eve döndüğümde zaten alt üst olmuşum yoldan iş stresi vs geri kalan vakitte efor harcamak yerine yemek hazırlamak dinlenmek ve biraz içki içip bayılmakla geçiyoruz.
0
try again fail again fail better
(06.11.15)
evli olsam 2 arada bi derede çabuğundan da olsa (öhem bu kadar ayrıntı yeter) olmazsa benim için sıkıntı olur, adamı darlarım kesin, karakter olarak ben böyleyim başka şeyler eksik kalır, hayat buna göre düzenlenir, adı evlilikse cinsellik eksik kalmaz diye düşünüyorum. ama bekara yorum yapmak kolay :))

ve fakat sabah 6da kalkıp işe giden insana da yazık tabi ki, unutma nedir; e 2 sene olmuş bu yoğunlukla ve uykusuzlukla unutulur, sen hiç sabah okula gelirken eteğini giymeyi unutan kız görmedin mi, neler unutuluyor.
0
niye ama
(06.11.15)
cinsel hayat değildir o , problematik bilgi verilmiş. Duhüldür o duhül.
0
anonymice
(06.11.15)
şaşırtıcı değil. çoğu evli çiftin kayda değer bir cinsel hayatı yok.
0
386 dx
(06.11.15)
386 dx +1

Evlilik "evlenmeden olmaz" diyen ya da toplum baskısı ile birlikte yaşama, sevgili kalma vs. yerine evliliği seçenlerin ya da sadece seks için evlenenlerin 2-3 heveslerini aldıktan sonra kardeş kardeş yaşayıp senede, özel günler + 3 5 defa sevişmesi olayı zaten. Çok da şey yapmasınlar.
0
nawar
(06.11.15)
cevaplardan sonra evlilikten soğudum :D
0
tirt star
(06.11.15)
evli çiftler sevişmiyor mu şimdi aq ?
0
cenkist
(06.11.15)
386 dx +1
0
ertalpius
(07.11.15)
tamam evlilerin allah belasını vermiş de, evli değilken nasıl olm? günde 2 kere mi sevişiyonuz siz? her gün mü günaşırı mı? bi işi ve sosyal hayatı olan bir çift için haftada 1 bence güzel.
0
kaledekiyalnizlik
(07.11.15)
--özellikle alışkanlık--, stres, iş, yorgunluk, sigara, başım ağrıdı, kukum sızlıyor, halı saha maçı, valide ziyareti gibi "evlilik rutini" derken haftada 1'e 2'ye kadar iniyor işte olaylar 2-3 senede. onları aynı binada farklı evlerde yaşatsan, o sayı haftada 2-3'e çıkar eminim.

evlilik zaten yapı gereği seks düşmanı bir kavram. çok fularlı oldu ama malesef öyle.
0
calligrapher
(07.11.15)
haftada 1 max 2 yıllık evli çift için az. Neden bu kadar az olduğuyla ilgili bir sürü olasılık var.oturup konuşmaları gerekirse erkeğin libidoyla ilgili tıbbi yardım alması lazım.
0
turkuaz
(07.11.15)
skor hesabı sadece ergenlerin işidir. insan makine mi bazı hafta 1 bazı günler 2-3 kere
0
Fritz-X
(07.11.15)
(5)

gelişmiş ülkelerde sağlık sistemi neden kötü?

chandler bing1
bu konu hakkında bilgisi olan var mı? ingiltere ve norveç'i kendim deneyimledim. arkadaşlardan ordan burdan duyduğum kadarıyla da amerika ve kanada'da da durum aynı.sigortalı da olsan doktor randevusunu almak aylar sürüyor. acil'e gidince en az 3-4 saat kimse seninle ilgilenmiyor falan.nedir olay?
bu konu hakkında bilgisi olan var mı? ingiltere ve norveç'i kendim deneyimledim. arkadaşlardan ordan burdan duyduğum kadarıyla da amerika ve kanada'da da durum aynı.

sigortalı da olsan doktor randevusunu almak aylar sürüyor. acil'e gidince en az 3-4 saat kimse seninle ilgilenmiyor falan.

nedir olay?
0
chandler bing1
(06.11.15)
çünkü sağlık ve eğitim develtin üstündeki kambur. para yetmiyor. devletinde sevmediği iki konu. hatta beceremediği. ama asli görevleri arasında ilk üçte yer alan. bak mesela vergi sistemine, ödeme yapmak için bi randevu alma işin olsun en fazla 1 haftaya alırsın. çünkü develt randevu sırasının 1 aya çıktığını görünce yeni bi memur alrı oraya.

ama sağlıkta öyle değil. çünkü sağlık para getirmez. götürür. bu yüzden sallar her zaman. şimdi git herhangi bir devlet hastanesine sıra var 2 3 saat beklersin. bundan 3 ay sonra git. yine sıra var yine beklersin.

peki neden bekliyorsun. 3 doktor var 100 hasta var yetişmiyor. doktorlarda zaten halkı siklemiyor, yapacağı işten daha azını yapıyor. memur sonuçta.

aynısı özel sektörde olsa ne olur. ilk gün sırayı gören patron odasına mutlu gider, işler iyi bu gün paranın amına koduk diye düşünerek. sonra yine sıra olmaya başlayınca doktor sayısı artar 4 5 6 7 10 20 neye ihtiyaç varsa. ee ona göre de geliri vardır çünkü.

ee devletin bundan geliri var mı? yok. zarar ediyor. doktor olan memurun hasta sikinde mi. yok. (hiç aksini iddia etmeyin) o yüzden sağlık sektörü her zaman sıkıntılıdır.

mesela diyorlarya hani kemal kılıçdaroğlu sskyı batırdı diye. sanırısn adam ticarethane işletiyor da batırdı. zarar edecek tabi başka çaresi mi var? hatta şahsi düşüncem ne kadar çok zarar etmişse o kadar halka yardım etmiş demektir. (tabi bu zarar personel kaynaklı, malzeme kaynaklı yoksa 3 kuruşlu ihale için 10 kuruş vermeyle olan zarar değil)

ee kapitalist sistemde kar yoksa neden hizmet olsun.

ya da komün sistemde bir doktor içinden gelmiyorsa neden hastalara baksın. zorla yaptırırsan da işi yavaşlatır, orospu çocukluğunda yeni yöntemler bulur.

özetle hasta olursan paran olsun, özel hastaneye git.
0
zugas
(06.11.15)
gelişmiş ülke vatandaşısın diyelim
işsizlik maaşı alıp 2 de çocuk yapsan buradaki ortalama memurdan daha iyi geçinirsin ucuz diye antalyada tatil yaparsın filan işte. herhangi bir işte part-time çalışsan güzel bi maaş alırsın kayak yaparsın.
bu durumda neden tıp okuyasın? 6-8-10 sene uğraşasın? mesela isveçlisin? zaten okumuyorlar da yetmiyor kendi doktorları ABden doktor getiriyorlar. düşünsene 5 milyon nüfusun var, kimse doğurmuyor zaten hocam kaç tane jinekolojik onkoloji uzmanı olabilir?
ABD sosyal devlet değil evet, ama orada da tıp okumak çok pahalı.
üstüne yanlış bir teşhis koyarsan ayvayı yedin buradaki gibi değil davası cezası, risk almak istemiyorlar 6 ay git gel herşeye bakalım diyorlar.
üstüne benim gördüğüm, mesela biz bölgemizde görülen hastalıkları iyi biliyoruz (atıyorum akdeniz anemisi) adam 72 çeşit milletten insan görüyor ABDde yahut sadece kendi köyünü biliyor (kuzey avrupada) bizim doktorlar gibi 1milyon hasta bakmıyor senede. bazı vakaları hayatlarında hiç görmemiş oluyorlar kitaptan okuyorlar şaka gibi, bu da bizim ülke insanı için yurtdışında sıkıntı oluşturuyor.

ayrıca özel hastane olayı da hikaye özel hastaneler otel hizmeti verir, güzel ilgilenir ama mesela doğuma gittin komplikasyon var seni bir güzel zekai tahir burak'a sevk eder.
0
niye ama
(06.11.15)
saglik, egitim ve adalet bu ücü bir ülkenin temel üc diregi. bunu meslekleri yapan insanlarin tepeden asagiya cok özel etik ve ahlak degerlerine sahip olmalari gerekiyor. Bu etik degerler dünyanin her yerinde yipraniyor. Gelismis ülkeler sagligi devlet elinde tutuyor cünkü sosyal devlet olmak bunu emrediyor. Bu nedenle bozukluk ne ise tamamen hastaya yansiyor. Karlilik göz önünde bulundurulmuyor, karliligin ve rekabetin olmadigi meslek dallarinda denetim tamamen etik ile saglaniyor. Merkezden denetim bir yere kadar.

Peki cözüm özellestirme mi ? türkiyede bu sorun özellestirme ve yari özellestirme ile cözülmeye calisiyor ve sorunlar daha ticari uslup ile gizleniyor, daha iyi pazarlama marketing yapiliyor. Özeller zaten malum tam bir ticarethane gibi. O tedavi karli olmasi lazim mesela bir kadin dogum yapacagi zaman normal dogum karli degil, ama sezeryan tüm hastahaneler ve doktorlar icin kar ve prim olarak dönüyor. Bunu problemi teyit etmek icin su iki ülkeye bakmak yeterli, Amerika ve türkiye. Bu iki ülke saglikta özellestirme yapan ülkeler ve amerikada sezaryan orani %35 ve türkiyede %45. Ama gercekte tüm dogumlarda sezaryana ihtiyac %5, almanya gibi ülkelerde bu bu sekilde. O nedenle türkiyede özel ve yari özel hastanelerde cok iyi ilgilenirler, seni özel hissettirirler cünkü seni karli tedaviye ikna etmeleri lazim.

özetle iki yol var, sosyal devletlerde kar amaci gütmeyen devlet kurumlari tüm sorunlariyla ortada olan saglik sistemi. Ya da amerika ve türkiyedeki gibi marketing essasli, sirket gibi yönetilen saglik sistemi, kar amaciyla sagliksiz ve gereksiz tedaviler. müsteri gibi davranilan, özel hissetirilen hastalar..
0
emrahday
(06.11.15)
kankiii ingilterede 3-4 saat bekliyorsun randevusuz olunca ama sıra sana gelince de köpek gibi ilgileniyorlar her şeyine bakıyorlar. tr'deki gibi 5-10 dakikalık muayene yok orda. ilaçlarını doktor veriyor çoğu zaman, para vermiyorsun. ücretsiz sağlık sistemi tüm dünya vatandaşlarına neredeyse. daha ne yapsın la adamlar. adamlarda her bi haltı book'lamak kültür zaten, bi tek onu yapman lazım, onu da yapıver bi zahmet.
0
mhmtt
(06.11.15)
kötü değiller. uluslararası sıralamalardaki yerleri ve kamu yoklamalarındaki memnuniyet oranları da epey yüksek.

türkiye'de olur olmaz her şeye ilaç antibiyotik yazılmasına, bir dolu alakasız test yapılmasına, gerekli gereksiz uzman doktorlar görmeye alışık olduğumuz için yurt dışındaki ilgi alışık olmayana kötü geliyor. ingiltere'de doktor randevusunu genelde 1-2 hafta içinde alabiliyorum, buna ek olarak her gp'nin her hafta haftasonu veya akşam saatlerinde walk-in saatleri de var. ayrıyeten randevusuz gelen hastayı kabul eden walk-in merkezleri de var.

acil servisler ise adı üstünde gerçekten hayati tehlike teşkil eden durumlar (bilinç kaybı, göğüs ağrısı, durmayan kanama, solunum güçlüğü, yanık vs) için var. gidip de 3-4 saat bekleyebiliyorsanız muhtemelen pek de acillik bir haliniz yok.
0
386 dx
(06.11.15)
(6)

2 alakasız soru

chandler bing1
1- yani şimdi uyuşturuculara bakıyorum. mesela; lsd, ecstasy, kokain, eroin vb. bunlar hep 70'ler 80'lerde ilaç yapım aşamasında ortaya çıkmış şeyler. hatta lsd baya tesadüfler eseri bulunmuş. e o zamanların teknolojisini ve yapılan araştırmaların azlığını düşününce ve şu anda bilim adamı sayısı, ya
1- yani şimdi uyuşturuculara bakıyorum. mesela; lsd, ecstasy, kokain, eroin vb.

bunlar hep 70'ler 80'lerde ilaç yapım aşamasında ortaya çıkmış şeyler. hatta lsd baya tesadüfler eseri bulunmuş. e o zamanların teknolojisini ve yapılan araştırmaların azlığını düşününce ve şu anda bilim adamı sayısı, yapılan araştırmaların büyüklüğü ve teknoloji sürekli böyle insanda değişik etkiler yapan yani illegal olması gereken ilaçların ortaya çıkmasını gerektirmekte diye düşünüyorum. yani mesela bi ilaç yapılmış olmalı ki bi kere atınca sende öyle bir şeyi değiştiriyor ki tam da onların istediği gibi bir insan oluyorsun. bunlar çok küçük ama derin değişiklikler oluyor kişiliğinde ve bu şekilde yaşıyorsun. baktılar bu işi ellerinde tutamıyorlar, gizli yapmaya başladılar ondan sonra ve public bu tür maddeleri hiçbir zaman öğrenemedi.

2- bir de aynı parelelde bir şey sormak istiyorum. çok bilmek yaratıcılığı öldürüyor mu sizce? felsefe tarihini, filozofların düşüncelerini okuyorum. hobbes denen adamın 1600'lerde bahsettiği şeyler, şu an yaşayan 7 milyar insanın rahat 6,5 milyarının anlayamayacağı derinlikte(tabi sallıyorum da anladın sen onu).

yahu bunlar her şeyi zaten ayarlamış o zamanlarda da biz sadece rolümüzü oynayıp, ölüp gidiyor muyuz?

sen, bunu okuyan, senin arkadaş çevren. ben... internet'le hortlamış bir nesiliz belki de. aslında bizim için çizilen plan zaten tayyip çomarlığı. biz fazlalığız bu senaryoda sanki. türkiye avrupa birliği chapter'larından(24 tane var), 1'ini kapatmıştı ve diğerleri de müzakereye açılmıştı. ama sonra tayyip dye bi adam çıkardılar, bi hikaye uydurdular(hapis falan) ve ülkeyi getirdiği noktaya bak. afganistan'dan hallice.

çok dağıttım konuyu biliyorum.
0
chandler bing1
(03.11.15)
ben soruyu anlamadım dostum. biraz daha açık yazarsan anlarım.
0
cenkertem.afc
(03.11.15)
1 - bu uyusturucular kimyasal acidan nispeten basit bilesikler. daha komplekslerini yapmak kolay degil, cok fazla ihtimal var, nasil etki edecegi de belli degil. zaten yapiliyor, public bu maddeleri ögrenemedi mümkün bisey degil.

2 - cok okumak yaraticiligi artirir.
0
hophophoba
(03.11.15)
"Deha zahmettir" demiş bir abimiz.(Walter Benjamin)

Niçe ise "Dağlarda doruktan doruğa koşmak için uzun bacakların olmalı" demiş mesela. Burada bile bir ironi mevcut.

Bizim oğlan zeki de çalışmıyor kafasından çıkamıyor Türk insanı. Zekasını gösterebildiği hiç bir mecra bulunmayan adamlar "zekiyim" kafasında dolaşıyor. 2. sorduğunuz sorunun cevabı aslında 1. sorunun cevabına referans ediyor. Araştırmaları sen yapabilirsen şayet, bunun için bir emek harcarsan ilk sorunun da cevabını bulabilirsin.

Aynştayn dediğimiz adamın çıkış yolu "fotonların üzerinde seyehat edebilir miyim acaba". Çıkış noktası komik de olsa buna çözüm araması, emek vermesi onu özel kıldı dünya tarihinde. Bir şeyler sakladıysa eğer bizden, en fazla onun özelidir diyebiliriz. "Bizden sakladılar mı, saklıyorlar mı?" sorusu hem bencilce, hem de gereksiz bir kendine güvenle beraber emeğe saygısızlık gibi geliyor bana.
0
sforza
(03.11.15)
1- dediğin şey o kadar basit değil, ama şans eseri/kazayla başka bir şeyler bulunmuş ve onun üzerine bir şeyler geliştiriliyor olabilir. Ortaya çıkmadan bilemeyiz. Bir ara Amerika'nın savaşta kullanmak üzere gay silahı(kimyasal mı biyolojik mi ne haltsa) yapmaya çalıştığı ortaya çıkmıştı. Savaşta atacaklar karşı taraf birbirini sikecek savaşamayacak falan.

news.bbc.co.uk

2- ya 100 küsür yıl öncesini düşün, elektrik yok(internet, tv, radyo vb. şeyler yok), gazete var kitaplar var. Ee bu adamlar okuyor, okuyor, düşünüyor, biraz daha okuyor. Hayatları bu şekilde olduğu için, bizim kadar fazla uyaranları olmadığı için, daha yavaş yaşadıkları için düşünmeye daha çok vakitleri oluyor.

Çok bilmek öldürmüyor, hayatın bu kadar hızlı olması öldürüyor.
0
rodriguez2
(03.11.15)
2-ilerlemek kümülatif bir durum. bu da su demek oluyor.

yillar yillar evvel atomla ugrasirken, bir tanecik oldugunu kabul etmekle baslarken simdi atomalti parcaciklarini ögrenerek basliyorsun. yükleri ne ne isi var vs ile giden bu kavramlari kisa bir sürede algilayip anlamak zorundasin ki ötesine gecesin.

bu yüzden bir noktada daha ileriye gidebilmek icin öncesinde ögrenilmesi gereken milyon sey olacak, bu da egitimin süresinin uzamasi, agirlasmasi ve bir noktada insan ömründen uzun egitim gerektirmesi anlamina gelecek. bu noktadan sonra sadece dahi diye siniflandirabilecegimiz kisilere bakilacak ilerleme icin. ancak pratik meslekler her daim islemeye devam edecek.

tüm bunlari diyip sorunu hala hayir diye cevaplayabilirim. nedeni de su, yeni seyler bilmek evet yaraticiligini öldürebilir cünkü düsünce kaliplarina sokabilir. ama ögrenmek yerine sindiren biri, bu yeni bilgiler isiginda yeni seyler ortaya cikarabilir. makina bölümündeyim, disli üzerine öyle testler var ki yeni bir faktör icin bir yilin üstünde sayisiz test yapiliyor mesela. bu testlerin mantigi ise yakin zamanda hassas ölcülebilen sensörlerle cok hassas veriler alinabilmesine dayaniyor.

öyle olunca da, yaratici olmak icin aslinda cok sey bilmen gerekiyor. yoksa eldekini digeriyle birlestirirsin. yeni bir seyler ortaya koymak icin var olan her seyi bilip, ötesine gecebilecek altyapiya sahip olman gerekiyor.
0
aynadakiyabanci
(03.11.15)
1. sorunu doğru anladıysam; "sürekli böyle insanda değişik etkiler yapan yani illegal olması gereken ilaçların ortaya çıkmasını gerektirmekte diye düşünüyorum." cümlene tam olarak katılmıyorum. yani elbette insanların çıkarları için her şeyi yapabileceklerini düşünmemeiz için geçerli nedenlerimiz var. mesela bir ilaç devi ürettiği ilacı satmak için türlü şeytanlıklar yapabilir, hastalığı kitlelere ulaştırıp sonra ilacını sunabilir. yazılım firması bilgisayar virüsü yapıp sonra onun antivürüsünı satabilir. bunlar mümkün. ancak araştırma yaparken illagal şeylerin çıkması koşulu yok.
tam tesi de oluyor. mamografi cihazı illagal işler için yapılan bir çalışma olarak başlamış sonra meme kontrolünde de kullanılmaya başlamış mesela.

2. çok bilmek yaratıcılığı öldürmez, yardımı olur. yaratıcılık biraz alışkanlık, biraz zorlukları kolaylaştırma, biraz zekayla ilgili bana göre.

internette hortlamış nesil tanımı hoşuma gitti:) bence tam olarak öyle değil, biraz zaman lazım belki de... her konuda ani büyüme sorun yaratıyor. internet çok hızlı girdi, ergenlik çağında kollar ayaklar birden uzar da nereye koyacağımızı bilemeyiz ya, sakarlıklar yaparız, tökezleriz filan. bu durum da onun gibi biraz. bence.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.11.15)
(12)

bu işletme başarılı mıdır, yorumlarınız nelerdir?

chandler bing1
6 milyon sermaye ile çalışılıyor. 25 personel çalışıyor. 10 milyon ciro var ve sene sonunda net kar(ortakların harcadığı para da çıkıldıktan sonra) 1 milyon tl.başarılı bir işletme diyebilir miyiz?
6 milyon sermaye ile çalışılıyor. 25 personel çalışıyor. 10 milyon ciro var ve sene sonunda net kar(ortakların harcadığı para da çıkıldıktan sonra) 1 milyon tl.

başarılı bir işletme diyebilir miyiz?
0
chandler bing1
(26.10.15)
Tabi ki başarılı diyebiliriz. Birçok firma kan ağlarken bu oranda kâr elde etmek oldukça iyi.

Tabi sektörel bazda da bakmak lazım. Fakat bence dolarla rekabet edebilen her kâr marjı bugün için iyidir.
0
reshad the lionheart
(26.10.15)
neye göre başarılı? şimdilik karda diyebiliriz.
0
try again fail again fail better
(26.10.15)
başarılılığın ölçütleri var
sadece özsermye karlılığına bakarak yorum yapamayız
borçlanma çeşitleri nedir
hangi vadede hangi faizle borçlanmıştır
sermayeyi nerede değerlendirmiştir vs
karlarını içeride mi tutuyor nasıl değerlendiriyor vs


6 milyon sermaye ile 10 milyon ciro düşük bir faaliyet hacmi.
yeni kurulmuş galiba
0
cenkertem.afc
(26.10.15)
kaç ortak var? yapılan yatırım ne kadar? yapılması planlanan yatırımlar nedir? büyüme hızı ile başa çıkılabiliyor mu? mevcut bir davası veya icra takibi var mı? (alacaklı/borçlu)

bunlar da önemli. kar ediyor olması tabiki başarılı olduğunu gösterir ama önemli olan başarılı olmak değil, ne oranda başarılı olunduğu.

bunun için bağımsız denetim şirketleri var mesela.

bu tarz büyük sermayeli ve hacimli müvekkillerimiz için raporlar hazırlayıp bağımsız denetim firmalarına gönderiyoruz. onlar da yine muhasebe vs. incelemeleri ile başarıyı o zaman belirliyorlar.

büyük bir müvekkilimiz var mesela. çalışanları dahi bu şirket bu hızla bu şekilde büyürse çok sürmez 1-2 yıla batar diyor. önemli olan büyümeyi kontrol altında tutabilmek.
0
pomolilik
(26.10.15)
25 çalışanın aldığı maaşlar da düşülmüş mü burada?
Onu anlayamadım ben mesela?
0
gece lampulu
(26.10.15)
değildir. 6 milyon sermayeye 10 milyon satış yapmak, üstelik kar marjının da yüksek olması. iyi yönetilmiyor.
0
[silinmiş]
(26.10.15)
2 ortak var. icrada dosyası vs. hiçbir şey yok.

çalışanların maaşları tabi ki düşülmüş şekilde aksi halde net kar demezdim zaten.

@douchebag finans sektöründe olduğunuzu bildiğim için soruyorum, şirket büyüme konusuna tedirgin bakıyor biraz. kendi yağında kavrulnmak, riske girmemek istiyor. iş karşılığı aldığı daire ve arsalar var 1 milyon civarı onlar atıl bir şekilde duruyor. işe yatırım yapmıyorlar yani. yinede başarısız diyebilir miyiz?
0
🌸chandler bing1
(26.10.15)
2 ortak için 1 milyon tl fena değil bence.
işi büyütürler büyütmezler bilemem ama dediğin 1 milyon tl kar ortak başına ayda 41.500 tl demektir.
burada 6 milyon tl sermayeye bu kadar kar iyi mi? onu cevaplamak lazım asıl.
0
gece lampulu
(26.10.15)
6 milyon sermaye ile yılda 1milyon kar iyi bence.

ama satış rakamı düşük. acep hangi sektör ola ki bu?
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(26.10.15)
bir başka başarı kriteri de sektördeki benzer firmalarla kıyas yapmaktır. sektörün karlılık ortalaması nedir?
0
merhum
(26.10.15)
4milyon sermayeyle, 10 gunde 72500 net kar edilen isler de var. o yuzden sektoru bilmeden yorum yapmak cok saglikli degil.
0
brkylmz
(26.10.15)
Net kar oranı düşük. Özsermayeye göre yapılan ciro düşük. Bence başarılı değil.
0
maxim gorki
(26.10.15)
(11)

hastalık derecesinde 30+ kadınlara ilgi duymak

chandler bing1
selam. cinsel hayatı aktif olan bir insanım ve yaşım 24. ama şunu fark ediyorum ki ben sürekli 30 yaş üstü kadınları arzuluyorum. yaşıtlarım hiç ilgimi çekmiyor ve şöyle bir geriye dönüp bakınca uzun zamandır akranım biriyle beraber olmadığımı görüyorum. arkadaşım bile yok hatta hiç. işin anlaşabilm
selam. cinsel hayatı aktif olan bir insanım ve yaşım 24. ama şunu fark ediyorum ki ben sürekli 30 yaş üstü kadınları arzuluyorum. yaşıtlarım hiç ilgimi çekmiyor ve şöyle bir geriye dönüp bakınca uzun zamandır akranım biriyle beraber olmadığımı görüyorum. arkadaşım bile yok hatta hiç. işin anlaşabilme yönü apayrı bir konu sormak istediğim o değil.

ben 30 yaş üstü gördüğüm 10 kadından yaklaşık 9'uyla beraber olmak istiyorum. görmek konusunu tabi açayım biraz; mesela ayda 1 kere de olsa muhabbetim olan, adını bildiğim, onun benim adımı bildiği kişilerden bahsediyorum. bir ışık görünce direk atlıyorum, evli ya da bekar farketmeden. mesela bana şu an tr'de istediğinle beraber olabilirsin deseler direk ömür gedik derim. öyle yani. geçtiğimiz aylarda da bi olay oldu, baya ölüm tehlikesiyle başbaşa kalabilirdim bu arzum yüzünden. ama vazgeçemiyorum da.

bi de şu konu var nası söylsem sürekli onları arzulayarak masturbasyon yapıyorum. onlar dediğim mesela 35 yaşındaki bankacı bahar, 42 yaşındaki 2 çocuk annesi ipek falan gibi.

sizce hasta mıyım? ya da bunu nası bastırabilirim?

olayın mahiyeni igöstermek için şunu da anlatmak istiyorum.

başka sorunlarımdan dolayı psikologa gitmeye karar verdim ve hastanenin psikoloji bölümündeki doktorlara bakmaya başladım. erkekleri hemen eledim. kadınların da fotolarından yaşlarını tahmin etmece, foto yoksa da face'den bulaarak yaşlarını bulmaca oynadım ve kendime uygun adayı buldum. yanlış anlaşılmasın. kötü emellerim olduğu için falan değil ama hani bi ihtimal aramızda bir çekim olursa diye yaptım bunu.

bu arada sinyal almadan bir yazma, rahatsız etme falan sözkonusu değil gayet tatlılıkla yapıyorum aslında bunları. öyle yani.
0
chandler bing1
(16.10.15)
Sonu ölümlü olayı özelden anlatsana.
0
cenkertem.afc
(16.10.15)
zaa ömür gedik

yasin 30+ oldugunda tersine döner, cok ilgini cekmemeye baslarlar, zira fantezi olmaktan cikar. O kadar abartma, fetis metis bisey iste. eger henüz 30+ biriyle olmadiysan olmaya calis hevesin gecer belki. gencleri birakma. o fit vücutlari, körpe bedenleri arayacaksin ileride. yas ilerledikce yercekimine yeniliyor bedenler xD
0
hophophoba
(16.10.15)
pornoyu azaltıyoruz olay çözülecektir
0
burya
(16.10.15)
porno işte hep bunlar :)
0
tirt star
(16.10.15)
Sakin ol evlat ve elindekini yavaşça yere bırak.
0
kibrit
(16.10.15)
Porno'dan ziyade 30 üzeri kadınların Östrojeni daha fazla salgılaması ve senin de bunu net olarak hissediyor olman olabilir. Bu yüzden onlar daha kadınsı geliyor ve sende sağlıklı bir erkek olarak daha fazla etkileniyorsun.

Kaldı ki senin yaşında yurdum kızından cacık olmaz onun neyini arzulayacaksın..

* Gelecek saldırılara hazırlanır..
0
Nocturne
(16.10.15)
Ödipus kompleksi?
0
yirmisantim
(18.10.15)
Kolay hedef seviyorsun.
0
arnold schwarzeneger
(19.10.15)
Freud ekolü sevmesem de ödip kompleksi+1 diyorum. anneyle ilgili sıkıntılar olabilir. Senle tam olarak ayni sebepten ölüm tehlikesi yaşayan bir arkadaşım vardı. hatta o musun acaba diye dusunmuyor değilim.
0
fallopian
(19.10.15)
+30, çökmüş kadınların nesini seviyorsun? çocuklu falan, stalingrad gibidir bajingosu ablaların.

hastasın.
0
[silinmiş]
(19.10.15)
fetiş işte, bir de çocuk gibi olmuyorlar, kendi kararlarını veren kadın oluyorlar falan, normaldir.

douchebag ahahfsdkgh
0
r_u_h
(19.10.15)
(2)

ara sıra hayat ne garip lan diye durup düşünüyor musunuz?

chandler bing1
ben de sürekli oluyor da. kalabalıkta insanları izliyorum, napıyorsunuz olm siz ya diyesim geliyor. o kadar saçma küçük şeylerle hayatımızı geçiriyoruz ki falan gibi.
ben de sürekli oluyor da. kalabalıkta insanları izliyorum, napıyorsunuz olm siz ya diyesim geliyor. o kadar saçma küçük şeylerle hayatımızı geçiriyoruz ki falan gibi.
0
chandler bing1
(05.10.15)
hem de nasıl. sonra geçiyor, sen de dahil oluyorsun cümbüşe. genelde tuvalette oluyor bu aydınlanma
0
ripolip
(05.10.15)
Düşünüyorum. Sonra geçiyor.
0
hayde bre
(05.10.15)
(5)

erkek memesindeki gariplik

chandler bing1
selam. bir erkek memesi var elimizde. bu memenin etrafında daire şeklinde nokta nokta o tomurcuklardan var. bu normal mi? başka bir erkekte görmedim de. anlatabildim mi tam emin değilim :)
selam. bir erkek memesi var elimizde. bu memenin etrafında daire şeklinde nokta nokta o tomurcuklardan var. bu normal mi? başka bir erkekte görmedim de. anlatabildim mi tam emin değilim :)
0
chandler bing1
(18.09.15)
Her zaman mı var? Heyecan gerilimle filan mı oluyor?

Bir de "eğer yanlış anlamadıysam" normal bence o
0
lcha
(18.09.15)
@lcha evet ya her zaman var. yani nokta nokta küçük meme uçları var gibi. kadınlarda gördüm, çoğunda var da erkeklerde görmedim hiç başka.
0
🌸chandler bing1
(18.09.15)
normal memede olan bir şey o tomurcuklar, ama genellikle lcha'nın yazdığı gibi üşüyünce filan büyürler.

belki genetik olarak sizinkiler daha çıkıktır filan.. bana da anormal gelmedi.
0
kaputt
(18.09.15)
kil kokleri onlar?
0
hjarteblod
(18.09.15)
shotgunwoman
(18.09.15)
(1)

the hitchhiker's guide to the galaxy'de geçen bir söz

chandler bing1
tanrim beni bilmem gerekmeyen seyleri ogrenmekten koru. hatta beni bilmedigim seyler oldugunu ogrenmekten de koru. ogrenmemeye karar verdigim seyler oldugunu ogrenmemeye karar verdigimi bilmekten koru.bunun ingilizcesini bulabilecek var mı?
tanrim beni bilmem gerekmeyen seyleri ogrenmekten koru. hatta beni bilmedigim seyler oldugunu ogrenmekten de koru. ogrenmemeye karar verdigim seyler oldugunu ogrenmemeye karar verdigimi bilmekten koru.

bunun ingilizcesini bulabilecek var mı?
0
chandler bing1
(17.09.15)
Protect me from knowing what I don’t need to know. Protect me from even knowing that there are things to know that I don’t know. Protect me from knowing that I decided not to know about the things that I decided not to know about. Amen.
0
freebird5406_2
(17.09.15)
(1)

2.üni maksadıyla sosyoloji okumak

chandler bing1
istanbul üni'den mi, anadolu üni'den mi okumalı? bilgisi olan var mı?
istanbul üni'den mi, anadolu üni'den mi okumalı? bilgisi olan var mı?
0
chandler bing1
(10.09.15)
istanbul aksis çalışmıyor.
0
makarnacanavari
(10.09.15)
(1)

amerikalılar ve türkler arasındaki farklar

chandler bing1
yahu şu video'yu izliyordum da aklıma takıldı.https://www.youtube.com/watch?v=oJ8c6snO_tYsizce bizde aynı şey yapılsa o tepkilerden birine bile yaklaşacak pozitiflikte bir reaksyonda bulunacak biri çıkar mıydı? biz niye çok mutsuz, hayatı çok ciddeye alan insanlarız? sizce bunu değiştirmenin bir yol
yahu şu video'yu izliyordum da aklıma takıldı.

www.youtube.com

sizce bizde aynı şey yapılsa o tepkilerden birine bile yaklaşacak pozitiflikte bir reaksyonda bulunacak biri çıkar mıydı? biz niye çok mutsuz, hayatı çok ciddeye alan insanlarız? sizce bunu değiştirmenin bir yolu var mı? kendimden örnek vermem gerekirse 2 yıl londra'da yaşadım, gayet cool, hayattan umutlu, güleryüzlü, klübe gidip patlayan, her şeyi dalgaya alan bir adamdım. ordaki kendimi çok sevmiştim. ama şimdi döndüm yine buraya 6 ay falan oldu. eski halime döndüm; gelecekten umutsuz, hiçbir şey yapası gelmeyen, mutsuz, aksi, agresif bir adam oldum çıktım.

www.youtube.com

gayet random, metronun strike yapmasıyla dalge geçilen bir olay. olm bizde niye yok böyle bir şey?

mesela bana diyebilir misiniz siz olsanız siz de katılır dans etmeye başlardınız burada?

ya da ilk videodaki başınıza gelse 5 jumping jacks yapar mıydınız arabanızdan inip?

asansörde yalnızken bağırarak dans ettiniz mi hiç?

ya da böyle sürekli etrafına enerji saçan biri misiniz? ya da en azından böyle bir türk tanıdınız mı hiç? olm hepimiz mi mutsuzuz şu ülkede?
0
chandler bing1
(15.08.15)
m.youtube.com

Yonetim farkimiz da bu sekilde zaten. Obama'nin dediklerini soyleyecek bir yonetici secimle gelip Turkiye'yi hic yonetti mi?
Ona suna buna olum diyen siyasetcileri seviyoruz uretin diyenleri degil.
0
Traveller
(15.08.15)
(13)

benim yerimde olsanız gözünüzü çizdirir misiniz?

chandler bing1
selamlar. 12 yaşındayken sınıfa gelen göz doktoru, yapılan kontrolden sonra gözlük takmam gerektiğini, gözümün bozuk olduğunu söylemişti. gittik aldık. ilk gün taktım. nefret ettim o halimden ve ondan sonra da hiç takmadım. şu an 24 yaşındayım. en son geçen sene gözümün derecesine baktırmıştım ve mi
selamlar. 12 yaşındayken sınıfa gelen göz doktoru, yapılan kontrolden sonra gözlük takmam gerektiğini, gözümün bozuk olduğunu söylemişti. gittik aldık. ilk gün taktım. nefret ettim o halimden ve ondan sonra da hiç takmadım.

şu an 24 yaşındayım. en son geçen sene gözümün derecesine baktırmıştım ve miyop 1,5 ve astigmat bir göz 0,75, bir göz 0,50 şeklindeydi. bir gözlüğüm var aslında. derste falan takardım arada. bazenleri gece araba sürmekte zorlanırsam falan da takıyorum. ama çok değil.

şimdi şöyle ki hep derler ya takmazsan başın ağrır, gözün sulanır vb. ben de hiçbir şey yok normal yaşantıma devam ediyorum. bazen okuyabilmem gereken şeyleri okuyamıyorum uzaktan ama çok mühim değil. msele bilmediğim havaalanlarında falan zorlanyorum bazen tabelaları okuyamadığım için. öyle yani. bazen takıyorum güzlüğü, ohaa herkes böyle net mi görüyormuş falan diyorum ama çok da aramuıyorum. böyle de yaşayabilirim hayatımı sanırım.

ama bir yandan da lazer tedavisi göz kırpıyor ufaktan. 10 dk.lık işlemle bu dertten tamamen kurtulabilirim. aynı zamanda riskleri falan da var biliyorum.


siz olsanız lazer tedavisi olur muydunuz? sonsuza kadar böyle yaşar mıydınız?

not: lens takmıyorum, takabilenlere gıpta ediyorum.
0
chandler bing1
(13.08.15)
Ben de gözlük kullanıyorum yıllardır, lazer i inatla sordum birkaç doktora lakin çizdir demediler. Yeni olduğundan ileriki zamanlarda sonuçları tam bilinmiyor. Ben bekleme taraftariyim
0
ripolip
(13.08.15)
Eğer gözün lazer yaptırmaya uygunsa kesinlikle yaptır. Her şeyde risk vardır. Belki doktora giderken kaza bile yapabilirsin. Sırf bu yüzden doktora gitmemek mantıksız olur. Etrafı net görmeye bak.

Not: Lazer yaptırmak isteyen fakat sürekli numara artışı nedeniyle yaptıramayan kişi.
0
lastdragonborn
(13.08.15)
eğer çizdirmek istemiyorsan lens kullanabiliyorsan lens kullan? ama lazer ile çizrdiğin zaman yan etki olarak en fazla 5-10 sene sonra tekrar eski haline gelme olasılığından bahsediyorlar. çok yakın bir arkadaşım çizdirdi 4-5 sene önce. o da ara sıra gözlük takıyordu. hd görmeye başladım resmen diyor :D
benim gözlerimde öyle bir problem olsa büyük olasılıkla çizdirirdim.
0
mesene
(13.08.15)
Çizdirme konusunda bana da tavsiyede bulunmadı doktor.
hoş ben gözlükle daha mutluyum gerçi.
0
astronom olmak isteyen makina muhendisi
(13.08.15)
lazer tedavisi için bir süre gözün numarası artmamış olması gerekiyor. ve başka kriterler de var. doktorla bir konuş derim.
böyle de yaşabiliyorum, çok rahatsız olmuyorum diyorsan yaptırma bence gerek yok. bozukluk daha da ilerlerse yaptırırsın.
0
peggy
(13.08.15)
belki yanlis dusunuyorum ama ben lens kullanan ya da gozunu cizdiren bir goz doktoru gormedim/duymadim.
o yuzden cizdirme olayina sicak bakmiyorum.
goz numaralariniz cok ileri de degil, gozluk sevmiyorsaniz lens kullanabilirsiniz, ben olsam oyle yapardim :)
0
chaotic good
(13.08.15)
Ben gözlüğe 1,75 ile başladım, ne bu telaş abi? Benim gibi derdi körlük düzeyinde olanlar düşünsün sen çantana at gözlüğü takıl kafana göre.
0
gunde 3 litre kola icen adam
(13.08.15)
0.50ye 75e lazer mi, deli deli olmayın. yani sizin dediğiniz 1080 değil 720 görüyorum eve imax kurdurayım mı gibi bişey. sakin ol ve o lazer fikrini bırakın. göz kuruluğu riski için bile değmez.
0
mula
(13.08.15)
Yav sen delirdin mi? Benim gözler 2.25 miyop ve hiçbir şey kullanmıyorum :D (gerçi bu aralar lens alma gibi bir planım var ya neyse) gözlüğü sadece bir şey izlerken falan takıyorum. Onun haricinde gayet görüyorum yani, uzaklar azıcık buğulu ama olsun.

Bu arada, şu ana kadar gözüne lazer yaptıran kimi duyduysam hiç memnun değildi. Hepsi çok hassaslaştığından şikayetçi eski hallerini mumla arıyorlar.
0
köstebek kurabiye
(13.08.15)
öncelikle gözün dereceleri düşük. şuan için bunu yaptırmana değmez. ancak lazer'den de bu kadar korkmayın. 44-45 ten sonra her türlü yakını görmekte zorlanacaksın, o zaman gözlüğe mahkum kalacaksın istesen de istemesen de.

ayrıca ben de 2 yıl önce çizdirdim ve bir gün bile pişman olmadım.
0
desktopu
(13.08.15)
yerinde olsam çizdirmem. gözüm 6.5'a 7. askerlik işini çözüme kavuşturunca çizdireceğim
0
zgrydn
(13.08.15)
ben lisedeyken (4-5 yıl önce) 45 yaşındaki kadın öğretmenim çizdirmişti. 1 hafta sınıfta güneş gözlüğüyle ders anlattı. sonrasında bir daha gözlükle görmedik. benim gözüm de bozuk oldugu için sormuştum, çok memnundu.

2 yıl önce dayım 1.5 numara miyop olan gözlerini çizdirdi. güneş gözlüğü kullandı mı hatırlamıyorum. ama kısa bir süre, geceleri gözlerinin kamaştıgını söylemişti. gün geçtikçe görüşü keskinleşti, gece görüşü de düzeldi. o da şimdi çok memnun.

gözlüğü kafana çok takıyosan ol gitsin bence. ben şu an lens kullanıyorum (2bucuk, 3 derece). birkaç yıla ben de çizdirmek istiyorum.

bu arada tabii gözler uygun mu değil mi, ona da bir bakmaları lazım
0
zbamk
(13.08.15)
1993 yılından beri gözlük kullanıyorum. 0,75 ile başladım , şu an her ikisi de 8,5.

lense dayanmam 20 dakika sürdü , kullanamadım.

lazeri sordum , uygun bulmadılar. zaten uygun olsa da yaptırmayı düşünmüyordum. gözlük kullanmanın tek dezavantajı denize gittiğimde yanımda birisi olması gerekiyor yoksa oturduğumuz yeri bulamıyorum.
bunun dışında mutluyum kendisiyle.

hatta elimden gelse değişik renk ve modellerde çerçeve alıp kıyafetime uygun gözlük takmayı istiyorum.
0
montauq
(13.08.15)
(8)

film izlememe, sorgulamama, kitap okumama, ot gibi yaşama

chandler bing1
selam arkadaslar. baslıgın biraz dagınık olduğunun farkındayım.şimdi şöyle ki ben büyüdüğüm yere dönüş yapmış bulunmaktayım ve burdaki arkadas grubum da 4-5 kişiden falan olusuyor ve hepsini en az 10 yıldır tanıyorum. bunlar pek sehirden çıkmadı, üni'yi burda okudular ya da saçma yerlerde vs. sormak
selam arkadaslar. baslıgın biraz dagınık olduğunun farkındayım.

şimdi şöyle ki ben büyüdüğüm yere dönüş yapmış bulunmaktayım ve burdaki arkadas grubum da 4-5 kişiden falan olusuyor ve hepsini en az 10 yıldır tanıyorum. bunlar pek sehirden çıkmadı, üni'yi burda okudular ya da saçma yerlerde vs.

sormak istediğim şey şu: bir insan hayatını ne kadar sorgulamadan yaşayabilir? arkadasıma ısrarla spinoza'nın ethica'sını verdim mesela. kapağını okudum beynim yandı o ne saçma kitap, olm böyle şeyler okuyup kafa sikiyosun sonra falan dedi :) evet böyle dedi lan gerçekten. din konusunu açınca falan chandler da bizim ateistimiz falan diyorlar sırf azıcık ucundan sorguladıgım için falan. birkaç david lynch filmi izlettim bunlara sonra, hayatımda izlediğim en saçma filmlerden falan dedi hepsi. bu filmi senden başka seven kimseyi bulamazsın falan diyorlar. olm nası olur üstüne bu kadar şey yazıldı çizildi falan diyorum, dinlemiyorlar.

aslında sormak istediğim şu ya benim. bi insan mesela ethica'yı eline alıyor ve biraz okumaya baslıyor. sonra beynim yandı deyip nası bırakabiliyor? beyni olmadıgını falan mı dusunuyor? orda yazanların önemini kavrayamıyor mu? nası merak etmiyor? ben bir şey araştırmaya kalktığımda, araştırdığım şey beni binlerce bilmediğim şeye yönlendiriyor ve büyük bir aşkla hepsini okuyorum mesela.

ekşi'yi de sevmiyorlar. öğrenildiğinde ufku.. başlığını söyledim geçenlerde. bi tanesi aksam baktım küfür falan ediyolar o ne saçma şey falan diyor. karı kaldırdın mı hiç ordan falan diyolar :)

mesela biri dindar. namaz falan kılıyor. ama hiç kur'an okumamıs. kulaktan dolma bir şeyler biliyor. ben de hiç yok o taraf ama ondan çok biliyorum. onu da okumuyor onu da. amacın ne diyorum. şimdiki kız arkadasımla seneye evlenmek diyor. yaş 24 lan daha. off ne biliym ya.
0
chandler bing1
(05.08.15)
ne spinozası abi ben de bu kadar tribe giren adamları anlayamıyorum. seçim meselesi her şey sen kant'ın diyalektiğini tamamen kavrasan da, bütün felsefeyi idrak etsen de yaşayacağınız hayat aynı hayat. hatta onların ki sokrates'in happy pig'i olduğu için senden bile mutlu olacaklar belki de. insanları nasıl mutluysa o haliyle bırakmalı.

görüldüğü gibi bu kadar şeyi okuyan sen onların aksine daha mutsuzsun.
0
yeni dunya duzeni
(05.08.15)
Milleti sık boğaz etme yalnız kalırsın sonra ortak paydada hoşunuza giden şeyler varsa muhabbetiniz devam eder. Mutlularsa problem yok sen de mutluysan problem yok. Kimseye zarar vermeden herkes istediği gibi yaşasın boşver.
0
kelepir
(05.08.15)
yeni arkadaşlar edinin chandler. bunlar da bir köşede dursun ama iki çift laf edebileceğiniz, kitap okuyan, dünyadan haberdar arkadaşlarınız da olsun. bunlarla böyle bir ömür geçmez. tam tersine kendinizi de köreltmiş, kapasitenizi aşağı çekmiş olursunuz.
0
microfiction
(05.08.15)
sana uygun değiller, farklı ortamlara girip farklı insanlarla muhattap olmalısın.
0
buiret
(05.08.15)
çok fazla düşünme kafayı yersin.
0
daha cok beklicez mi abi
(05.08.15)
eski arkadaşlarla hayatlar ayrılınca ister istemez bir kırılma yaşanıyor. herkesin birikimini yaşadıkları, deneyimleri belirliyor sonuçta.

senin için çok önemli olan bir şey onlara hiçbir şey ifade etmeyebilir. ayrıca açıkça ilgi göstermeyen bir insana zorla spinoza okutmaya çalışmak da gereksiz bir hareket. bazı arkadaşlarınla geyik yaparsın, bazısıyla film kitap tartışırsın, ötekiyle gezersin, berikiyle içersin, vs.

insanları olduğu gibi kabul etmek gerekir bazen. onlarla geçirdiğin zaman sana iyi geliyorsa görüşmeye devam et. rahatsızsan görüşmek zorunda değilsin. ama onları değiştirmeye, kendine benzetmeye çalışman da anlamsız.
0
lily briscoe
(05.08.15)
sorgulama acı verici bir eylemdir, o güne kadar bildiğini sandığın şeyleri bilmediğini, hakikat diye inandığın şeylerin saçmalıktan ibaret olduğunu kabullenmek insan psikolojisinin kolay kolay kaldırabileceği bir şey değildir. Ayrıca doğduğun andan itibaren devlet seni güdülüyor, ailen seni güdülüyor, çevren-arkadaşların seni güdülüyor. Dolayısıyla sorgulamak, daha doğruyu daha mantıklıyı aramak, hayatını birlikte ya da kontrolü altında geçirdiğin tüm bu çevreye kafa tutmak anlamına da geliyor.

dünya inandığı şeyin ne kadar zırvalık olduğunun farkında olan dindarlar, düşüncelerinin ne kadar aşağılık ve vicdan yaralayıcı olduğunu bilen ırkçılarla dolu. ama inandığı/düşündüğü şey kendisini tam olarak tatmin etmese bile sorgulamaya yanaşmıyor, çünkü yukarıda söylediğim sebeplerden bu inancı/düşünceyi terk etmekten korkuyor. o yüzden ne zaman mantıklı bir şeyler düşünse şeytan vesvesesi, vatan hainlerinin kafa karıştırması, küresel güçlerin telekinezisi gibi avuntulara sarılıp bilişsel çelişkisini bastırıyor.

cehalet mutluluktur doğru. sonsuza kadar 14 yaşında huri yiyecem diye kendini patlatan adamlar emin ol çok mutlu ölüyor. ama cehaletin kimseye zarar vermediğini söylemek mümkün değil. arkadaşların masumca iç huzuru ve mutluluğu koruma yolu olduğunu iddia ettikleri cehalet aslında hem kişinin kendisine, hem yaşadığı topluma hem de tarihsel birikime ihanettir.
0
otonomo
(05.08.15)
ben bu durumu biraz şuna benzetiyorum; arabaların motorlarında "sağırlaşma" denen bir hadise meydana gelebiliyor. özellikle yeni araçlarda, fazlasıyla sakin, düşük hız/yüksek vites/düşük devirli kullanımlarda ortaya çıkan kurum yüzünden motorun performansı düşüyor. söz gelimi 200'e çıkabilecek araç, 150'yi geçemiyor. ancak kalıcı bir problem değil. bu durumdaki bir araç biraz normalin üstünde yüklenerek kullanıldığında, motor açılıyor, üretmesi gereken gücü üretebiliyor. bir nevi silkinme yani.

bu da aynı. aslında biyolojik olarak insanlar arasında dağlar kadar fark yok ama belki zamanında fazla atıl durduklarından, belki benzer başka bir sebepten dolayı insanlar ortalama performansa ulaşamıyorlar. kafayı zorlayan durumlarda en basit seçeneği seçip, fazla sorgulamayıp hayatlarına devam ediyorlar.

yanlış anlaşılmasın, bu bir "onları aşağılama, kendini üstün görme" değil. sadece sesli düşünüyorum.

uzun lafın kısası; ben olsam boşverirdim. onlar öyle mutlu, sen de böyle mutlu ol.
0
orient blue
(05.08.15)
(4)

epifiz bezi hakkında bilgisi olan var mı?

chandler bing1
cahilliğimden ötürü böyle bir şeyin varlığından bile haberdar değildim. şu an çarptı gözüme ve çok merak ettim nedir ne değildir. işyerinde olduğum için de araştıramıyorum geniş çaplı. ben şunu sormak istiyorum sayın seyirciler. diş macununda florür bulunuyormuş ve bu da epifiz bezinin kireçlenmesi
cahilliğimden ötürü böyle bir şeyin varlığından bile haberdar değildim. şu an çarptı gözüme ve çok merak ettim nedir ne değildir. işyerinde olduğum için de araştıramıyorum geniş çaplı. ben şunu sormak istiyorum sayın seyirciler. diş macununda florür bulunuyormuş ve bu da epifiz bezinin kireçlenmesine neden oluyormuş. e madem böyle bir şey var niye herkes kullanıyor hala? yerine ne kullanabiliriz? lan 3.gözümüzü kapatmak için niye har sabah ve akşam sürüyoruz o illeti?
0
chandler bing1
(31.07.15)
Misvaktan iyisi yok (aslı erak ağacından olur)
Yine ağız bakımı için sirke ile gargara iyidir.
Florürun fare zehirlerinde kullanıldığını okumuştum.
Ayrica bilen birisi buraya yazarsa iyi olur.
0
1adam
(31.07.15)
pilot olmakti hayalim
(31.07.15)
florürle ilgili: yalansavar.org
0
inheritance
(31.07.15)
Florur dis gelisimi ve sagligi icin onemlidir, ama fazlasi da zarardir disler icin.
Epifize etki etmesi cok zor bir olay, sonucta damardan florur vermiyosun. Dis macunuyla yuttugun azcik florur bagirsaklardan emilecek de kana karisacak da epifizde toplanacak da ohooo. Bence cok net yanlis bilgi. Literaturu tarayamiyorum suan ama oyle bi vaka varsa bile bi elin parmagini gecmez bence.
0
sp3 hibrit orbitali
(01.08.15)
(3)

uyku paralizesi, rüya, halüsinasyon

chandler bing1
normalde rüya gören birisi değilim, yani en azından hatırlamam pek. dün gece galiba uyku paralizesi denen şeyi geçirdim. daha önce bulunduğum bir yerde arkadasımla bir şey konustuk uzun uzun, rüya oldugunu anlamadım bile sonra uyandım. annem odama girdi bana bir şeyler söyledi seni çok seviyorum fal
normalde rüya gören birisi değilim, yani en azından hatırlamam pek. dün gece galiba uyku paralizesi denen şeyi geçirdim. daha önce bulunduğum bir yerde arkadasımla bir şey konustuk uzun uzun, rüya oldugunu anlamadım bile sonra uyandım. annem odama girdi bana bir şeyler söyledi seni çok seviyorum falan dedi ben de onla konustum bir şeyler söyledim falan sonra bir anda gözümü açtım annem falan yok ortada. kalktım bi su içeyim diye mutfağa gittim. suyu içerken bir daha gözümü açtım ve yataktayım. yerimden kalkmamısım bile. sonra bir daha kalktım bu sefer gerçekten gidebildim. bizim kuzen de bizdeydi, iyi geceler dedim suratıma bile bakmadı. lan yine mi rüya dedim içimden sonrada yatağa girdim tekrar. yattıktan sonra geci bir şekilde çevremdeki şeyler dönmeye basladı yani nasıl diym sanki psychedelic bir drug atmısım trip yaşıyormuşum gibi. gözümü kapattım bitmesini bekledim. sonra da uyumusum işte. sabah kalktıgımda hiçbir şey yoktu.

size böyle bir şey oldu mu ne ki bu?
0
chandler bing1
(06.07.15)
Ohooo bana surekli oluyor en cok da sabah okula/ise yetisme asamasinda oluyor. Gec kalcam kalkmaliyim diyorum guya kalmisim dusumu bile almisim hop bi bakiyorum yine yataktayim sonra ikinci defa kalkiyorum o da ruya cikiyor alistim artik :D
0
neferkitty
(06.07.15)
Gotun acikta kalmis biladet senin
0
pete payetti
(06.07.15)
uyku felci denilen şey karabasandır.
0
mesgul ve huzursuz
(06.07.15)
(3)

türkiye suriye'ye girme planları yapıyor

chandler bing1
18000 askerden falan bahsediliyor. bu 18000 asker kim? erler mi oluşturuyor çoğunluğunu? kasım'da gitmesem mi napsam askere?
18000 askerden falan bahsediliyor. bu 18000 asker kim? erler mi oluşturuyor çoğunluğunu? kasım'da gitmesem mi napsam askere?
0
chandler bing1
(30.06.15)
Kısa dönem askersen korkacak bir şey yok. Kısa dönem askerleri o dandik eğitimle değil Suriye, nizamiyeden dışarıya bile çıkartmazlar (zorunlu durumlar hariç tabi). Böyle durumlarda olan gariban askere olur, kısa dönemlerin şehit veya gazi olması askeriyenin başına bela düşüncesi var çünkü.
0
osurdum
(30.06.15)
o askerlerin çoğu muvazzaf asker. yani görevi askerlik olan askerler. doğuda sürekli konuşlanmış olarak operasyon birlikleri. seni oraya göndermezler ama onlardan boşalan yerleri doldurmak için doğuya asker sevkiyatı yapılacaktır mutlaka.
0
dahili meddah
(30.06.15)
emin olmamakla beraber genellikle profesyonel birlikler katılacaktır operasyonlara diye düşünüyorum. uzman çavuş timleri vs.

ama ben bunu anlamıyorum -> "Kısa dönem askerleri o dandik eğitimle değil Suriye, nizamiyeden dışarıya bile çıkartmazlar"

uzun dönem askerler nasıl bir eğitim alıyor ki? sadece bu insanlar hayatını kaybettikten sonra ailelerinin "vatan sağolsun" deme ihtimalleri daha yüksek diye mi kurban ediliyor?

bu arada @osurdum senin söylediklerini anlıyorum katılıyorum. ama bu zihniyetin hepimiz farkındayken, hala nasıl olmaya devam ediyor ve birisi hayatını kaybedince unutulacak gidecek, bunu anlayamıyorum.
0
lanetolasibeyaz
(30.06.15)
(7)

bazı insanlar neden düşünmüyor? ben neden çok düşünüyorum?

chandler bing1
şimdi şöyle bir durum var. günümün 17-18 saati(uykuyu cıkınca) ayaktayım ve her dakikasında düşünüyorum uğraşım ne olursa olsun. hayat hakkında, hayatım hakkında, çevremdeki insanlar hakkında vs. sürekli kafamda atıp tutuyorum. mesela salonda çalıştıktan sonra duş alıyorum. o 5 dk. içinde aklıma akı
şimdi şöyle bir durum var. günümün 17-18 saati(uykuyu cıkınca) ayaktayım ve her dakikasında düşünüyorum uğraşım ne olursa olsun. hayat hakkında, hayatım hakkında, çevremdeki insanlar hakkında vs. sürekli kafamda atıp tutuyorum. mesela salonda çalıştıktan sonra duş alıyorum. o 5 dk. içinde aklıma akıl almaz şeyler geliyor. orda şunu yapmasaydım şöyle olurdu, şöyle olsa söyle olurdu gibi... ve bu düşündüğüm şeyler o gün yaşadığım şeyler değil; üstünden çok zaman geçmiş şeyler. sonra insanlarla etkileşimimi yargılıyorum. ama bu "şurda şunu yapsaydım keşke" gibi pişmanlık gibi değil. böyle düşünmek için fazla egoistim sanırım. davranışlarımı yanlış olduğunu düşündüğüm için değil sadece düşünüyorum öyle.

arkadaş aile ya da her kimse işte derin konular konuşmayı seviyorum. ama çevremde bunu seven insan bulamıyorum. 2 sene londra'da yaşadım. orda bu derin konuları konuşabildiğim, felsefe yapabildiğim mesela milgam deneyi dediğimde "haa evet" deyip sohbeti açan bi sürü insanla tanıştım. şu an türkiye'nin entelektüel olarak çok zayıf bir şehrinde(doğduğum yer-antep) yaşıyorum zorunluluklar dolayısıyla ve aslında çok sosyal biri olmama rağmen inanılmaz bir yalnızlık yaşıyorum. çocukluk arkadaslarımla bile konusamıyorum, günlerim saçma sapan, boş bir şekilde geçiyormuş gibi hissediyorum. bir insan yaşadığı hayatı, ülkeyi, şehri nasıl sorgulamaz nasıl nedenlerini sonuçlarını öğrenmeye çalışmaz olayların anlamıyorum.

anlatmak istediklerimin yarısını bile anlatamadım ama gürüşlerinizi bekliyorum.
0
chandler bing1
(28.05.15)
Bu sorunun cevabını bir sürü kişi verebilir ve hemen hemen aynı şeyleri söyler. Bence yine düşünerek bulabilirsin cevabı. Zaten çabuk ulaşıyorsun çözüme.
0
humblebirth
(28.05.15)
bende çok düşünürüm ama normal değil bence
0
lorne malvo
(28.05.15)
niye düşünsünler?
0
zamanin otesinden gelen edit
(28.05.15)
"bir insan yaşadığı hayatı, ülkeyi, şehri nasıl sorgulamaz nasıl nedenlerini sonuçlarını öğrenmeye çalışmaz olayların anlamıyorum."

Ben de sizin gibiyim ve Türkiye'de yalnız olduğumu düşünüyordum.

İyi ki varsınız.
0
ladybug
(28.05.15)
şimdi bence mesele şu;
insanlar olarak hayvandan en temel farkımız düşünmemiz, bir şeyleri düşünüyoruz, bir şeyleri sorguluyoruz, bizi biz yapan temel şey bu. fakat düşünmenin fazlası, insanı benim fikrime göre zehirliyor. mesela senin düşündüklerin orada o olsaydı burada şu olsaydı şeklinde kafaya taktıkların insana zarar verebilecek şeyler, çünkü ister istemez kendinle kavgaların başlıyor bunun ardında. işte düşünme denilince düşünmemek olmuyor ama, neyi düşüneceğini seçmek falan insana daha mutlu bir hayat sağlar diye düşünüyorum. gerçekten de, çevredeki farkındalığı yüksek her insanın hayatının derinliklerine indiğinizde, orada bir mutsuzluk bir huzursuzluk durumları göze çarpıyor.
ölmeden önce öğrencilerine son bir nasihat etmesi istenen alim gibi:
ayağı sıcak tut başı serin, fazla da düşünme derin.
0
pamplona
(28.05.15)
Yazınızın altına imzamı atasım geldi.

Düşünmemek, yaşama sorunsuz devam etmeye yarayan başarılı bir uyuşturucu. Ama ben her ne kadar bunun sırrını çözmeye çalışsam da, kendi adıma yapamıyorum; olmuyor. Sürekli düşünce hali...

Bu aralar benim de kafamı yoran bi' mesele bu, sanırım insanın yapısı ile alakalı biraz da. Yani, bazıları düşünmemeyi başarmakla kalmayıp bunu bir yaşam tarzı haline getirerek pasif ve anlam aramayan bir yaşantı içinde kendilerine huzurlu bir alan yaratıyorlar.

E ondan sonra da sizin benim gibi insanlar karşıdakiyle felsefe yapmaya/beraber düşündürmeye/derin konularda kafa yormaya çalışınca, sonuç iki taraf için de fiyasko oluyor.


Maalesef ki bu konuda yapılabilecek bir şey yok. Ha belki interneti kullanabilir, çeşitli platformlarda ortak zevklerinizin olduğu insanlar bulabilir ve entelektüel açlığınızı bi' nebze de olsa doyurabilirsiniz.
0
o my god they killed kenny
(28.05.15)
eğitimsizler, cahiller, bilinçleri boş, benciller, basit oyun ve eğlenceden zevk alabiliyorlar, çoğunluğu oluşturdukları için kendileri gibi olanları kolayca bulup yalnız kalmıyorlar, en basit, anlamsız konularda dahi uzun süre iştahla konuşabiliyorlar, bu şartlarda doğal olarak düşünceye yer kalmıyor.
0
harvey
(09.07.15)
(4)

vücut geliştirme-beslenme

chandler bing1
defalarca tekrarlanmış şeyleri tekrar etme değil niyetim sadece şunu sormak istiyorum beslenmeyle ilgili;günlük protein ihtiyacımı bir şekilde supplement'siz karşılıyorum(ağırlığımın 1,5katı gr.) ama mesela şirkette öğlen random yemek çıkıyor mesela bugün yoğurtlu patates ve bulgur pilavı idi. şimdi
defalarca tekrarlanmış şeyleri tekrar etme değil niyetim sadece şunu sormak istiyorum beslenmeyle ilgili;

günlük protein ihtiyacımı bir şekilde supplement'siz karşılıyorum(ağırlığımın 1,5katı gr.) ama mesela şirkette öğlen random yemek çıkıyor mesela bugün yoğurtlu patates ve bulgur pilavı idi. şimdi benim bunu yememem mİ gerekir? sonuçta ne kadar yağ koyduklarını vs. bilmiyorum yemeğe. ki gelen yemekten yemezsem ne yiyeceğim hakkında da hiçbri fikrim yok. tavuk getirip fırına atamam yani işyerinde.

önerilerinizi bekliyorum.
0
chandler bing1
(28.05.15)
Ben kendi adıma konuşayım: Günlük aldığım prtoein miktarını genelde hesaplamam, zira zaten protein ağırlıklı beslendiğim için makronun altında bir protein almam söz konusu değil. O nedenle kafam rahat. Ben günlük aldığım karbonhidrat miktarının hesaplanmasından yanayım. Zira o konuda ipin ucu kaçarsa bu hızla yağlanma olarak geri dönüyor sana. Tabii burada önemli olan, her konuda olduğu gibi, süreklilik. Haftada birkaç kez bu şekilde beslenirsen problem olmaz, en nihayetinde normalde bu kadar karb. almıyorsan glikojen depoların çok dolu olmaz bir şekilde kullanırsın. Sürekli bu şekilde beslenirsen problem yaşarsın. Onun dışında, bazı tercihler de yapabilirsin. Misal patatesle bulguru birlikte tüketmeyebilirsin; birinden birini tercih edebilirsin. Ben olsam patatesi kesinlikle yemezdim. Yani özünde, bu iş ne yazık ki disiplin gerektiriyor. O nedenle ne yediğine ne içtiğine dikkat etmek zorundasın. Evden tavuk getirip fırına atamazsın ama evde hazırlayıp işyerine getirebilirsin, bunda utanılacak bir şey yok. Yapmadığımız şeyler değil bunlar.
0
angelus
(28.05.15)
ben her gün iş yerine haşlanmış tavuk+domates+salatalık getiriyorum. diyetteyim ben diyorum soranlara. utanılacak bir şey yok.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(28.05.15)
Ton balığı at çekmecene. Evden getirmek de gayet mümkün.
0
arnold schwarzeneger
(28.05.15)
8-9 aydır hergün sırtımda yemek taşıyorum. soğuk soğuk da olsa yiyorum makarnamı etimi ne yiyorsam. karşılığını alıyorum.
0
xenophobe
(28.05.15)
(3)

pazartesi ankara'da olacağım

chandler bing1
sabah gelip, gece geç saatlerde döneceğim. öğleden sonra boşum.hani çok umudum yok ama böyle pub/bar/club tarzı gidebileceğim, yeni insanlarla tanışabileceğim bir yer var mıdır ankarada bir pazartesi gecesi?
sabah gelip, gece geç saatlerde döneceğim. öğleden sonra boşum.

hani çok umudum yok ama böyle pub/bar/club tarzı gidebileceğim, yeni insanlarla tanışabileceğim bir yer var mıdır ankarada bir pazartesi gecesi?
0
chandler bing1
(14.05.15)
Tanışma işini bilemem de Sakal var Kennedy Caddesi'nde, her akşam insan olur orada. Oraya gidebilirsin.
0
buff
(14.05.15)
ben olsam sakal yerine daha oturaklı bir mekan olarak kuğulu park köşesinde kıtırı tercih ederdim
0
gkhT
(14.05.15)
Bakalım nolcak " yeni bir mekan. Sırf bu işler için ...
0
atimikoydum
(14.05.15)
(2)

asker kaçağı durumunda

chandler bing1
senelerce normal bir şekilde yaşanabilir mi? 3-4 seneden bahsediyorum. yurtdışına çıkıp, geri girebilir miyim mesela? uçağa, otobüse binebilir miyim? polis beni soruştursa asker kaçağı olduğumu bilebilir mi?para cezası dışında bir yaptırım var mıyani onu soruyorum? askerin seni alıp götürmesi falan
senelerce normal bir şekilde yaşanabilir mi? 3-4 seneden bahsediyorum.

yurtdışına çıkıp, geri girebilir miyim mesela? uçağa, otobüse binebilir miyim?

polis beni soruştursa asker kaçağı olduğumu bilebilir mi?

para cezası dışında bir yaptırım var mıyani onu soruyorum?

askerin seni alıp götürmesi falan gibi şeyler yok dimi artık?
0
chandler bing1
(12.05.15)
Yeni düzenlemelerle birlikte kaçaksan polis seni soruşturursa asker kaçağı olduğunu görebilir ama kolundan tutup götüremez. Sana tutanak tutup imzalatırlar, yanlış bilmiyorsam 15 gün süre verirler, bu süre içerisinde askerlik şubesine gitmek zorundasın. Gitmezsen hakkında yasal işlem başlıyor, mahkemelik oluyorsun ve hakkında yakalama emri çıkıyor diye biliyorum. İşte o emir çıktıktan sonra yurt dışına çıkamazsın, herhangi bir yerde yakalanırsan adı üzerinde yakalanırsın ve götürülürsün.

Kanunda ilgili maddede bu ikinci aşamada yapılacaklar emir kipiyle belirtilmiş. Yani kişi muayene ettirilir, ilgili yere sevk ettirilir gibi cümleler kullanıldığı için maalesef zorunlu olarak götürülürsün anlamı çıkıyor.

Para cezasını zaten söylemişsin, o da zamanla artıyor faiziyle birlikte. Yakalanınca daha çok, kendin teslim olunca daha az cezası var.
0
osurdum
(12.05.15)
ben tr'de üniye kayıtlıydım sonra yurtdışında master kazandım. neyse gittim vs. bir takım dangalaklıklar yapmış benim tr'deki üni eve kağıt gelmiş en kısa sürede şubeye gitsin kaçak duruma düşeceksin diye. sırf bunun için tr'ye geldim ki ispatlayayım okuduğumu. tabi girişte yusuf durumu vardı havaalanında pasaport kontrolde bişe olur mu diye. hiçbirşey olmuyor. pasaport kontrolde sıkıntı çıkmıyor ancak yanlış bilmiyorsam eğer sokakta gbt'ye takılırsan kaçak durumunda, o zaman seni ihbar ediyolar. hatta daha geçen gün bi kabadayının oğlu gbt'de kaçak durumda olduğu için gözaltına alındı.
0
KidLazer
(12.05.15)
(2)

ya bi rus grup vardı

chandler bing1
3 tane kız. arabada şarkı söyledikleri bir klip vardı. neydi bunların adları?
3 tane kız. arabada şarkı söyledikleri bir klip vardı. neydi bunların adları?
0
chandler bing1
(15.04.15)
Serebro.
0
osurdum
(15.04.15)
0
MtKrt
(15.04.15)
(2)

cosmos a space-time odyssey

chandler bing1
şimdi ben bu belgesele başladım da aga ağzım açık bir şekilde izliyorum her şey süper ama bittikten sonra ee ben ne öğrendim bundan deyince verecek hiçbir cevabım yok.o kadar bilgi o kadar bilmediğim şeyden bahsediyor ki bittikten sonra bana güzel görüntüler haricinde bir şey bırakmıyormuş gibi his
şimdi ben bu belgesele başladım da aga ağzım açık bir şekilde izliyorum her şey süper ama bittikten sonra ee ben ne öğrendim bundan deyince verecek hiçbir cevabım yok.

o kadar bilgi o kadar bilmediğim şeyden bahsediyor ki bittikten sonra bana güzel görüntüler haricinde bir şey bırakmıyormuş gibi hissediyorum. moralim bozuluyo açıkcası.

durdurup not almayı da düşündüm ama hangi birinde durduracağım ki yani.

bana fazla mı geldi bu belgesel nedir?

bir de böyle şeyler izlerken siz bilgileri aklınızda tutabiliyor musunuz? mesela 4.bölümde yıldızlarla ilgilenen bir gökbilimci'nin oğlu sonunda fotoğraf çekmeyi buluyodu falan. hayatta hatırlayamam adını adamın. of ya.
0
chandler bing1
(15.04.15)
Anlamadığın yerleri internetten araştırma ile destekleyebilirsin. Zaten bu belgeselin anlattığı her şeyi anlıyorum diyen adamın önünde diz çöker tövbe isterim. Bir bölümünde evrim, başka bir bölümünde izafiyet, başka bir bölümünde astronomi anlatıyor. Bu saydıklarım basit konular üstelik (izafiyete basit dedim dikkat edersen) izafiyeti kim tam anlamıyla anlayabildi ki zaten? Çok kafana takma.
0
himmet dayi
(15.04.15)
biz bir derste her hafta bir bolum izleyip daha sonra derse ozetini getirip bolum uzerinden tartisiyorduk. sizinle beraber izleyen birileri bulursaniz her bolum sonunda ufak bir muhabbet edebilirsiniz, bayagi iyi oluyor.
0
tannen
(15.04.15)
(1)

bağkur emeklisi babanın vefatı sonrası çocukların alacağı yetim aylığı

chandler bing1
şimdi bağkur emeklisi vefat etmiş bir babamız var. arkadasında 2 çocuk, bir eş bırakıyor. büyük çocuk açıköğretimden üni okuyor ve bitiriyor ama okurken öğrenci belgesini kuruma vermediği için babası öldükten bir sene sonra(öldüğünde 17 yaşındaydı) aylığı kesiliyor. anneye bu kesintiden dolayı maaşı
şimdi bağkur emeklisi vefat etmiş bir babamız var. arkadasında 2 çocuk, bir eş bırakıyor. büyük çocuk açıköğretimden üni okuyor ve bitiriyor ama okurken öğrenci belgesini kuruma vermediği için babası öldükten bir sene sonra(öldüğünde 17 yaşındaydı) aylığı kesiliyor. anneye bu kesintiden dolayı maaşına bir artırım gerçekleşmiyor.

sizce açıköğretimi bitiren çocuk diplomasını götürse o 4 senenin parasını alabilir mi? çocuk babası öldükten sonra şirket üstüne kaldığı için bağ-kur'lu oluyor bu arada.

şu an alınan aylık toplamda sadece 600 tl, bu normal mi?
0
chandler bing1
(25.03.15)
büyük ihtimalle babası öldükten sonraki 1 yıllık parayı faiziyle birlikte geri isteyebilirler. şirket ortağı dediniz. bağkur'a giriş yılı yetim maaşıyla aynı dönem içerisinde ise geri isterler. öbür türlü bağkur lu olduğu için birikmiş para alamaz.
0
pinman
(25.03.15)
(3)

usta'nın hikayesi

chandler bing1
nereden izlenebilir? youtube'da 15 dklık var ama tamamı kaç dakika acaba?
nereden izlenebilir? youtube'da 15 dklık var ama tamamı kaç dakika acaba?
0
chandler bing1
(04.09.13)
beyaz tv'nin yayın akışını takip edin. 100 defa tekrarını verecekleri için mutlaka yakalarsınız..
0
kelbukel
(04.09.13)
tvarsivi.com
şurda bir geri ileri git tam başını yakalarsın, uğraştırma beni:)
0
edip
(04.09.13)
şurada başlıyor
tvarsivi.com

21.00 - 00.00 arası sürmüş.
0
saatgeceninonikisi
(04.09.13)
(2)

çok acil uçak bileti sorusu

chandler bing1
mrb arkadaşlar. yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.şimdi ben skyscanner'dan geziko aracılığıyla (git:https://www.geziko.com/search-results-one-way. buradan görebileceğiniz gibi 300 lirayı görünce atladım ve aldım bileti. sonra havayolunun bagaj hakkına bakmak için sitesine girdim ve (git: https://
mrb arkadaşlar. yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

şimdi ben skyscanner'dan geziko aracılığıyla (git:www.geziko.com buradan görebileceğiniz gibi 300 lirayı görünce atladım ve aldım bileti.

sonra havayolunun bagaj hakkına bakmak için sitesine girdim ve (git: www.planitas-online4.com bunu gördüm. 650 euro kendi sitesinden aynı bilet. yani neredeyse benim aldığım fiyatın 5 katı.

acaba kazıklandım mı? geziko hakkında bilgisi olan var mı? (ekşi'de başlığı bile yok)

edit: linkler açılmıyor. güzergah istanbul-londra. şöyle bakabilirsiniz:

(git:www.flyuia.com)

(git:www.geziko.com)

10 eylül saat 05:55 atatürk çıkışlı kiev aktarmalı uçuş
0
chandler bing1
(30.07.13)
Dostum iki linkte ölü, uçuş güzergahı ve firmayı söyler misin?
0
huzunbaz palyaco
(30.07.13)
@huzunbaz palyaco teşekkür ederim. güzergah; istanbul-londra
0
🌸chandler bing1
(30.07.13)
(1)

spinoza der ki:

chandler bing1
"havaya firlatilan tas eger konusabilseydi, mutlaka kendi iradesiyle yola ciktigini soylerdi." bunun orijinalini nereden bulabilirim acaba?
"havaya firlatilan tas eger konusabilseydi, mutlaka kendi iradesiyle yola ciktigini soylerdi."

bunun orijinalini nereden bulabilirim acaba?
0
chandler bing1
(26.07.13)
şöyle bişey buldum:
“Further conceive, I beg, that a stone, while continuing in motion, should be capable of thinking and knowing, that it is endeavoring, as far as it can, to continue to move. Such a stone, being conscious merely of its own endeavor and not at all indifferent, would believe itself to be completely free, and would think that it continued in motion solely because of its own wish. This is that human freedom, which all boast that they possess, and which consists solely in the fact, that men are conscious of their own desire, but are ignorant of the causes whereby that desire has been determined.”
0
idiotloji
(26.07.13)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.